Pompeo'nun Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki Faaliyetlerinden Dolayı Duyduğu Kaygı
Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki enerji kaynakları üzerindeki gerilimler AB'nin de tepkilerine yol açtı. AB bu çerçevede Ankara'yı uyardı. Şimdi de Amerika AB'ne destek çıkarak Türkiye'nin bölgedeki girişimlerinin devamı hakkında kaygılarını ortaya koymuştur. Amerika dışişleri bakanı Pompeo ise Cumartesi günü Kıbrıs Cumhuriyeti ziyaretinde Kıbrıs Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde bu husustaki kaygılarını dile getirdi.
Mike Pompeo şöyle bir açıklamada bulundu:" Derin bir şekilde Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakları arama ve çıkarma çalışmalarından kaygılıyım. Bölge ülkeleri güvenlik, enerji kaynakları ve deniz sorunlarını barışçıl ve diplomatik yollar ile çözmeliler. "
Buna karşın Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis Türkiye'yi dolaylı bir şekilde tehdit ederek bu konu üzerine Türkiye'yi Uluslararası Adalet Divanına şikayet ettiğini belirtip Amerika'dan Türkiye'nin bu girişimlerine karşı çıkmasını istedi.
Türkiye ve Doğu Akdeniz kıyı ülkeleri arasında doğalgaz ve petrol arama ve çıkarma faaliyetleri hususundaki ihtilaflar ve de türlü deniz tatbikatları yüzünden Pompeo'nun bu ihtilafların siyasi yollar ile çözümlenmesi umuduna rağmen görünen o ki Washington Ankara karşısında durarak pratikte de Türkiye karşısında sıraya dizilen Batı kampına katılmıştır. Türkiye ise Ege ve Doğu Akdeniz'deki haklarını aramakta daha zor bir süreçle karşı karşıya geliyor. Son gelişme ise Ankara ve Washington'un arasını daha da açabilir. Tabii Amerika görece olarak Doğu Akdeniz krizi alanında tarafsız bir tutum sergilemeye çalışıyor. Ancak işin görünen tarafı Trump hükümetinin Türkiye'yi yaptıklarından dolayı uyarmaya karar vermesidir. Washington'un bu tutumu ise Ankara'yı epey rahatsız edecektir ve doğal olarak iki ülke ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecektir. Gerçekte Türkiye AB ile de karşı karşıya geldiği mevcut kriz sürecinde Amerika'nın siyasi desteğini de bekliyordu. Buna rağmen NATO lideri de sayılan ve Yunanistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti ile de stratejik ilişkilerin korunmasını isteyen Amerika Türkiye lehine bir tutum sergileyerek AB ve NATO üyeleri ile ilişkilerini gerilime sürüklemek istemiyor. Buna ilaveten Washington'un Avrupalı ortakları arasından da hiçbir ülke Türkiye'yi bu hususta desteklememiştir. Washington böyle bir destek girişiminde bulunsaydı o zaman Türkiye'yi desteklemekte yalnız kalacaktı.
Son haftalarda Türkiye'nin Doğu Akdeniz bölgesinde sondaj ve keşif çalışmaları bölgeyi iyice gerginliğe sürüklemiştir. Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ise kimi Avrupalı ülkelerin eşliğinde özellikle de Fransa destekleri ile Türkiye'nin bu girişimlerinin bu iki ülkenin münhasır ekonomik bölgesinde olduğundan dolayı yasa dışı olduğuna vurgu yapıyor. Ancak Türkiye sırf Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'deki ekonomik ve deniz alanındaki haklarını savunduğunu ve bu hakları aradığını belirtiyor.
Her iki tarafın da ısrarı ile pratikte iki cephe oluşmuş ve askeri karşılaşmalar ihtimali bile artmıştır. Bu çerçevede bölgede deniz ve hava tatbikatları bile uyarı olarak düzenlenmiştir. Nitekim bölgedeki gerilimler arasında Türkiye savunma bakanı Cuma günü Kıbrıs adaları sahillerinde gerçek mühimmatla tatbikatın düzenleneceğini bildirmişti. Bir diğer yandan ise Yunanistan başbakanı da Cumartesi günü Rafale savaş uçakları, helikopterler ve tornadoların alındığını bildirmişti.
Siyasi uzman Sinan Ülgen ise Ankara ve Atina arasındaki ihtilafların kökeninin iki konu üzerinde olduğunu bunların da kritik Kıbrıs dosyası ve kıta sahanlıklar hakimiyeti yani küçük adaların aidiyeti hakkında olduğunu düşünüyor.
İki tarafın da askeri girişimleri ve hazırlıklarının ardından yine de AB'nin Türkiye'ye bu alanda yaptırımlar uygulamasından dolayı bu krizin daha da büyümesi beklenilir. Buna ilaveten Pompeo'nun da net tutumundan dolayı Amerika'nın da Türkiye'yi gerilimleri başlatan taraf olduğunu düşündüğü söylenebilir.